Çocuklarla Etkili İletişim!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evre Danışmanlık bünyesinde çocukların duygusal ve bilişsel gelişimine katkı sunan Uzman Psikolog F. Görkem Kılınç ve Uzman Psikolog Başak Kılınç, Ankara Life dergisinde etkili iletişimin temellerini ele aldı. Ebeveynler ve öğretmenler, çocukların kendilerini rahatça ifade edebilmeleri için hangi yöntemleri benimsemeli? Empati temelli iletişim, çocukların özgüvenini nasıl destekler? Uzmanlarımız, çocukların dünyasına empatiyle yaklaşmanın ve sağlıklı iletişim kurmanın temel dinamiklerini anlattı. Keyifli okumalar dileriz.

Çocuklarla etkili iletişim kurmak, onların duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini derinden etkileyen kritik bir faktördür. Çocukluk dönemi, bireyin kişiliğini şekillendirdiği ve temel becerilerini kazandığı bir süreçtir. Bu dönemde çocukların kendilerini rahatça ifade edebilmeleri, duygu ve düşüncelerinin anlaşıldığını hissetmeleri büyük önem taşır. Güvenli bir iletişim ortamı, çocuğun özgüven kazanmasını, duygusal düzenleme becerilerini geliştirmesini ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurmasını destekler. Bu noktada öğretmenler ve ebeveynler, empatik, sabırlı ve anlayışlı bir yaklaşım sergileyerek çocukların düşüncelerini dinlemeli ve onlara değer verdiklerini hissettirmelidir. Böyle bir iletişim tarzı, çocukların bilişsel gelişimini destekler, düşünme becerilerini güçlendirir ve akademik başarılarını artırır. Aynı zamanda etkili iletişim kurarken, çocukların yaşlarına uygun yöntemler kullanmak da büyük önem taşır. Özellikle somut işlemler dönemindeki çocuklar soyut kavramları anlamakta zorlanabileceğinden, ebeveynlerin somut örneklerle açıklamalar yapması, grup oyunlarıyla sosyal etkileşimi artırması faydalı olacaktır. Oyun temelli iletişim, çocukların kendilerini ifade etmeleri için doğal bir ortam sağlarken, soru sorma ve rol yapma oyunları gibi teknikler de onların düşünme becerilerini geliştirmelerine ve duygularını keşfetmelerine yardımcı olur.

Çocukların duygusal ihtiyaçlarını anlamak, onlarla doğru iletişim kurmak için kritik bir adımdır. Çocuklar, duygusal desteğe ihtiyaç duyduklarında, genellikle davranışlarında değişiklikler gösterirler. Aşırı sessizlik, hareketlilik veya öfke patlamaları, duygusal bir ihtiyacın belirtisi olabilir. Ebeveynler, çocuklara bireysel zaman ayırarak, onları anlamak için açık uçlu sorular sormalı ve güvenli bağlanmayı pekiştiren adımlar atmalıdır. Bu, çocukların kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur ve sağlıklı duygusal düzenleme becerilerinin gelişmesini destekler. Empatiyi teşvik etmek ve içsel motivasyonu güçlendirmek, çocukların kendilerini daha etkili ifade etmelerini sağlar ve duygusal dünyalarını güçlendirir. Yansıtma cümleleri, nefes egzersizleri ve sakinleşme teknikleri gibi araçlar, duygusal dengeyi sağlamak için etkili iletişim yöntemlerindendir.

Sözel olmayan iletişim yolları, jest, mimik ve beden dili gibi unsurlar, çocukların duygularını anlamada önemli ipuçları sunar. Bu nedenle ebeveynler bu ipuçlarına dikkatle gözlem yaparak iletişim kurmalıdır. Olumlu davranışları pekiştirmek, çocukların doğru davranışları öğrenmesini sağlar. Yapıcı bir dil kullanarak sınır koyarken aynı zamanda rehberlik etmek, çocukların istenen davranışları kalıcı hale getirmelerine yardımcı olur.

İçsel motivasyonu destekleyen bir iletişim tarzı, çocukların özgüvenini artırır. Bu, sadece başarıları değil, çabanın da takdir edilmesi anlamına gelir. Geri bildirimlerin, kişiliğe yönelik değil, davranışa odaklanarak verilmesi önemlidir. Örneğin, “Sen tembelsin” yerine, “Bu görevde biraz daha fazla çaba gösterebilirsin” demek, çocuğun motivasyonunu ve gelişimini destekler.

Eleştiri ve etiketlemelerden kaçınmak, çocukların özgüvenini zedelemeden gelişimlerini destekler. Çözüm odaklı, yapıcı ifadeler kullanmak daha etkili bir iletişim sağlar. Çocukların her zaman düşüncelerini açıkça ifade edemeyeceklerini göz önünde bulundurarak, onlara sabırla yaklaşmak gerekmektedir. Tutarlı bir iletişim tarzı benimsemek, çocuğun kendini güvende hissetmesine yardımcı olur. Ebeveyn ve öğretmenlerin davranışları, sözlerinden daha güçlü bir model oluşturur, bu nedenle çocuklarla istediğimiz şekilde iletişim kurabilmek için kendimiz de aynı şekilde davranmalıyız.

Çocukların olumsuz duygularını kabul etmek, onların kendilerini güvende hissetmelerini ve duygularını sağlıklı bir şekilde ifade edebilmelerini sağlar. Ancak birçok anne-baba, çocuklarının üzüntü, korku veya kıskançlık gibi duygularını görmezden gelme ya da küçümseme eğiliminde olabilir. “Bunda üzülecek ne var?” veya “Hiç insan kardeşini kıskanır mı?” gibi ifadelerle çocuğun hissettiklerini geçersiz kılmak, onun anlaşılmadığını düşünmesine ve daha yoğun öfke, ağlama krizleri veya içe kapanma gibi tepkiler göstermesine neden olabilir. Bunun yerine, çocuğun hislerini kabul edip isimlendirmek, onun daha hızlı sakinleşmesine ve kendini daha iyi ifade etmesine yardımcı olur. Bu noktada, ebeveynlerin empati kurarak çocuğun bakış açısından olayları değerlendirmesi, onun farklı duygulara ve düşüncelere sahip bağımsız bir birey olduğunu kabul etmesi ve gelişimine uygun destek sağlaması önemlidir. Çocuğu olduğu gibi kabul etmek ve sağlıklı bir iletişim için sabır göstermek, onun duygusal gelişimine olumlu katkılar sunar.

Sonuç olarak, etkin dinleme, açık mesajlar verme, empati kurma ve oyun yoluyla iletişimi destekleme gibi yöntemlerle çocukların duygusal ve sosyal gelişimini olumlu yönde etkileyebiliriz. Bu, onların gelecekte güçlü bireyler olmalarına katkı sağlar.

Okunma Sayısı: 308